kariyer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kariyer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20081130

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ELEMANI

Özel kuruluşlarda ve kamu kurumlarında; kurumu halka tanıtacak, kurumun çalışmalarına karşı halkta ilgi uyandıracak, kurum hakkında çevrede olumlu izlenimler yaratacak ilişkileri kurabilen kişidir.
GÖREVLER
- Tanıtıcı haber bültenleri, broşürler, raporlar hazırlar,

- Yapılacak etkinlikleri kitle iletişim araçları ile halka duyurur,
- Basın toplantıları, sergiler, konferanslar hazırlar,
- Konusuyla ilgili yazıları basında izler, kupürleştirir, cevaplar hazırlar,
- Halkla ilişkiler konusunda eğitim verilmesi için program hazırlar,
- Yöneticilerin konuşma metinlerini ve yazışmalarını hazırlar,
- Toplantı, tören, kutlama ve kokteyllerin düzenini sağlar,
- Kurum adına sanat etkinlikleri düzenler,
- Kamuoyundaki imajın belirlenmesi amacıyla anketler düzenlenmesini sağlar,
- Yapılacak faaliyetler için bütçe hazırlar, malzeme miktarını ve elemanların sayısını ve niteliğini belirler.
KULLANILAN ALET VE MALZEMELER
- Büro makineleri (telefon, teleks, faks, bilgisayar vb.)

- Fotoğraf makinesi.
MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı olmak isteyenlerin;

- Üst düzeyde sözel yeteneğe sahip,
- İnsanlarla iyi ilişkiler kurabilen (dışa dönük),
- Kendine güvenen ve başkalarını etkileyebilen,
- Girişken,
- Araştırıcı,
- Sabırlı, ölçülü,
- Yaratıcı kimseler olmaları gerekir.
ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI
Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı, büro ortamında görev yapar, zaman zaman diğer kuruluşlarda düzenlenen toplantılara, seminerlere, sergilere katılabilir. Çalışırken gazetecilerle, reklam uzmanlarıyla, müşterilerle, meslektaşlarıyla, yöneticilerle ve diğer çalışanlarla iletişim halindedir.
ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI
Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı, bürolarda, otellerde, gazetelerde, yayıncılık alanlarında, bankalarda, reklam ajanslarında, fabrikalarda, hastanelerde, çeşitli kuruluşların organizasyon faaliyetlerinde çalışma olanağına sahiptir.
MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER
Meslek eğitimi aşağıdaki üniversitelere bağlı “İletişim” , “İşletme” ve “İletişim Bilimleri” fakültelerinin “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” bölümlerinde verilmektedir;
MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI
Mesleğin eğitimine girebilmek için, - Lise veya dengi okul mezunu olmak, - Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” lisans programları yeterli “Sözel (SÖZ)” puan almak, - Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Tercih Bildirim Formunda “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” lisans programları ile ilgili en az bir yükseköğretim programını tercih etmek gerekmektedir.
EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ
Eğitim süresi 4 yıldır. Eğitim süresince ; Sosyoloji, Psikoloji, Siyasi Tarih, Siyaset Bilimine Giriş, Okuma ve Anlatım Teknikleri, Kitle İletişim Araçları, Halkla İlişkilerde Temel Kavramlar, Reklam Tasarımı, Pazarlama, Halkla İlişkiler Modeli, Piyasa ve Kamu Araştırmaları, Ekonomi, hukuk, Araştırma Yöntemleri, Gazetecilik, Reklamcılık, Fotoğrafçılık, İstatistik, Haber Toplama ve Yayma, Kitle İletişim Kuramları, Basın İlişkileri vb. dersler verilmektedir.
MESLEKTE İLERLEME
- Halkla ilişkiler konusunda üniversitelerde akademik kariyer yapabilirler. - Kamu ya da özel kuruluşlarda basın -yayın ve halkla ilişkiler biriminde yönetici olabilirler. BENZER MESLEKLER: Gazetecilik, reklam uzmanlığı.
BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU
- Meslek eğitimi süresince koşulları uyan öğrenciler Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nca verilen krediden yararlanabilirler. - Kamuda çalışanlar 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre, devlet memuru statüsünde 9/1 kadro ve derece ile işe başlarlar. - Özel şirketlerde ise kazanç, yabancı dil bilmeye, tecrübeye ve işyerinin konumuna göre değişmektedir.

20080409

TEST ÇÖZME İPUÇLARI

Test çözmede üç unsur önemlidir.
Bilgi : Öğrenme ile kazanılır. Tekrar ile pekiştirilir. Test çözme tekniğini kullanmanın temelini teşkil eder.
Yorum: Öğrenilen ve tekrar ile pekiştirilen bilgi ile ilgili düşünce geliştirme veya bilgiye farklı açılardan bakabilme gücünü ifade eder. Test çözme tekniğinin geliştirilmesini sağlar.
Hız: Kazanılan bilgiye ve elde edilen yorum gücüne ait problemlerin zaman kısıtlaması içinde çözülmesidir. Hız, test çözerken zamanı etkin bir biçimde kullanmanıza yardım eder.

TEST ÇÖZERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR:
Her sorunun kendine has bir mantığı vardır. Test çözerken kendi mantığınızla değil sorunun mantığına göre hareket etmelisiniz.
Soru kökünün iyi okunup anlaşılması, daha sonra cevabın düşünülmesi gerekir. Soru kökü anlaşılmadan cevabı düşünmeye çalışmak hızı düşürür. Zaman kazanmak için soruyu okumadan cevap şıklarına koşmak sizi yanıltır.

Soruda sizden ne isteniyorsa ne eksik, ne fazla isteneni düşünmelisiniz. Bazı sorular sizin için çok kolay gelir ve cevabın böyle kolay bir şık olamayacağını düşünürsünüz. Oysa bazen böyle kolay sorular sormak da bu işin tekniğinin bir parçasıdır.
Her testte bilgi düzeyinizin altında ve üstünde sorularla karşılaşırsınız. Ancak testin genelini standart bilgi birikimi ve yorum gücü ile çözülebilecek sorular oluşturur. Sorulara önyargılı yaklaşmamalısınız. "Bu soru zor yapamam” “Bu soru kolay cevap x şıkkı" gibi zaman kazanmaya yönelik aceleci davranışlar kazanmak yerine kaybettirir.

Turlu Soru Çözme Yöntemi testteki her soruyu incelemenize yardımcı olur. Cevaplandırılmayan soruları soru kitapçığında bir işaret veya simge ile simgelendirmek o soruların ikinci turda daha kolay bulunmasını sağlar.

Hatalı okuma alışkanlıkları da önemli sorunlar yaşamanıza neden olabilir. Olumsuz bir ifadeyi olumlu olarak okumak soruyu veya cevabı hatalı düşünmenize sebebiyet verebilir.
İnsan psikolojisi soru içindeki ifadeleri olumlu yönde algılamaya eğilimlidir. Bu nedenle soru formlarında altı çizili veya kalın yazı karakterli ifadeleri daha dikkatli okumalısınız.
Soru kökünün veya soru metninin uzun oluşu sizin için daha fazla ipucu anlamına gelir. Bu nedenle uzun metinli sorular daha kolay çözülebilen sorular olarak algılanmalıdır.
Paragraf tipli sorularda genellikle paragraftan önce soru kökünün okunması paragrafın ikinci kez okunması zorunluluğunu önler. Soru kökünü okuyan zihin soruyu bu zihni hazırlıkla okuma eğiliminde olur.

Cevabı konusunda tereddüt ettiğiniz soruları gelişigüzel cevaplandırmak yarar değil zarar verir.
Cevap şıklarından sorunun çözümüne gitmek de test tekniğinde önemli bir yoldur. Yüzde yüze emin olmadığınız sorularda şıkları eleyerek doğru cevaba yaklaşabilirsiniz.
Cevap şıklarını elerken eğer 2 şıkka indirgeyebilmişseniz bunlardan birisini seçmenizde hiçbir sakınca yoktur. Ancak ikiden fazla şık cevap olabilecek nitelikteyse bu soruyu cevaplandırmamanız, en azından sınavın sonlarına doğru tekrar soruya dönmek üzere boş bırakmanız daha uygun olacaktır.

Test çözerken sorunun doğru cevabını bulmak kadar önemli bir diğer olay da cevap olamayacak şıkların tespit edilmesidir. Böylece çözüm alternatiflerini daha netleştirir ve doğru şıkka ulaşabilme hızınızı daha artırırsınız.

Lise giriş sınavları hem psikolojik gerilimi yüksek olan hem de içerik zenginliği bulunan sınavlardır. Bu sınavlarda test çözümünü sekteye uğratan en önemli unsurlardan birisi de sınav kaygısı ve bu yüksek kaygı düzeyinin soruları anlamayı ve problemleri çözmeyi zorlaştırmasıdır. Test çözümü esnasında testte yer alan konu içeriklerinin dışındaki düşünme konsantrasyonu bozar. Bu nedenle hangi testi çözüyorsanız zihinsel içeriğinizin de o konunun sınırları içinde olması gerekir.

Cevap şıklarında cevaba benzeyecek bazen iki bazen üç şık bulunur. Bunlara çeldirici adı verilir. Çeldiriciler ilk bakışta cevap gibi algılanabilir ama ufak bir zihinsel egzersizle doğru cevabı bulmanız mümkündür. Bu tip sorularda cevap genellikle soru metninde saklıdır.

SORU ÇÖZERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BÖLÜMLER NELERDİR?
Her şeyden önce yapmamız gereken soruya yaklaşırken kendi mantığımızla değil sorunun mantığıyla hareket etmemiz gerekmektedir.Çünkü her sorunun kendine has özel bir mantığı vardır.
Öncelikle sorunun okunup anlaşılması daha sonra cevabın düşünülmesi gerekir. Kesinlikle soruyu okurken cevabı düşünmeyin. Her iki durumun birbirinden ayrılması gerekmektedir.
Soru içinde geçen ipuçlarından yararlanmayı bilin. Bunlar; altı çizili, koyu puntoyla yazılmış, "tırnak içinde," değildir, olamaz, her zaman, hiç bir zaman, bütün, zaman zaman, yoktur, vardır, birbirinden farklı, birbirine benzer, eşdeğer, birden fazla, ayrı ayrı, iç içe, yan yana , ikisi bir arada, ana düşünce , yan düşünce, benzer düşünce , asla, genellikle, çoğu, vb. ipuçlarıdır.
Soru hakkında fazla bilgiye sahip değilseniz şıklardan yararlanın. Şıkları tek tek değerlendirerek elemeye çalışın. İçlerinden doğru cevabı kestirmeye çalışın. Eğer çok çelişkide kalıyorsanız boş bırakmanız daha iyidir. Çünkü her yanlış cevap hem kendini hem de doğru cevaplarınızı götürmektedir.Bu da netlerinizin düşmesine neden olmaktadır. Unutmayın ki her soru, her net önemlidir. Bir net sizi en az 20 000 kişinin üstüne de çıkarabilir altına da düşürebilir.
Soruları okurken hızınız kesecek olan dudak kıpırdatarak okumaktan uzak durun. Çünkü bu durum hızınızı kesecektir.

Ve her okuduğunuz kelimenin altını çizmeyin. Yapmanız gereken gözle okuma alışkanlığı kazanmanız ve okuma hızınızı arttırmanızdır.
Soruları okurken mutlaka kılavuz olarak kurşun kalem kullanın ve önemli ipuçlarının altını çiziniz.
Öncelikle soru cümlesini okuyarak ne istiyorsa altını çizin ve aklınızdan geçirin. Sonra metin kısmını okuyarak soruda sizden istenen kelimelerin altını çizin. Daha sonra şıkları elemeye başlayın.
Uzun paragraf sorularını cevaplandırırken soru cümlesini okuduktan sonra paragraftan bir cümle okuyarak şıkları eleme yöntemini kullanın ve bunu paragraf bitene kadar devam ettirin.

TEST ÇÖZERKEN KODLAMA
Test çözümünde kodlama da önemli bir yer işgal eder. Soruyu kitapçık üzerinde çözmüş olmak o soruyla olan işinizin bittiği anlamına gelmez. Soruyu doğru çözmek kadar optik forma doğru kodlamak da önemlidir.

Kodlama her sorudan sonra yapılmalıdır. Bu asla bir zaman kaybı değildir. Çünkü Kodlama için geçen süre bir ölçüde dinlenme sürenizdir. Bu zaman dilimi içinde bir soru ile olan zihinsel bağınızın koparır, bir başka soruya geçmek için zamanın geldiğini düşünürsünüz. Bu bilinç dışı bir faaliyettir. Ayrıca sınavın ilerleyen diliminde boş bir cevap kağıdı görmek yerine dolu bir cevap kağıdı görmek kendinize olan güveni sağlamanıza yardım eder.

Zaman kazanacağım diye kodlamayı sona bırakmak sınav sonrası yorgunluk ve dikkat dağılmasının fazlalığı sebebiyle hatalı veya eksik kodlama riskini artırır, kaydırma yapmanıza yol açar. Her yıl %0,5 adayın kaydırma hataları nedeniyle mağdur olduğunu unutmayınız.

TEST ÇÖZERKEN ZAMANLAMA
Testi iyi çözmek için sadece doğruları bilmek yeterli değildir. Verilen zaman dilimi içinde bu doğruları bulmanız gerekir. Bu nedenle her bir soruya ne kadar zaman harcamanız gerektiği baştan planlanmalıdır.
Çok sorulu testlerde "Turlu Soru Çözme Yöntemi" bilinen soruların çözümünü hızlandırır. Bilinmeyen sorularla zaman kaybını önler. Aynı zamanda zorluk derecesi biraz yüksek olan sorulara bakmayı ve bu sorular için daha fazla zaman kullanımını sağlar.
Zaman kazanmak için soru metni ve kökünü okumadan cevap şıklarına koşmak sizi yanılgılara düşürebilir.

Soruları okurken hızınızı kesecek davranışlar olabilir. Örneğin sesli okuma alışkanlığı, dudak kıpırdatarak okumaya çalışmak, okunan her ifadenin altını çizmek gibi. Hızlı okuma tekniklerini kullanmalı ve sınav öncesi okuma egzersizleri ile okuma hızınızı artırmalısınız.
Sınavda zaman kullanımını en fazla zora sokan bildiklerimiz ve bilmediklerimiz değil, biraz bildiğimiz ya da tereddüt ettiğimiz sorulardır. Bu nedenle soru ile inatlaşmak "bu soruyu çözmezsem ölürüm" mantığı bu testin sonunda hüsrana uğrama riskini artırır.

HIZLI OKUMA
Sınavda hızlı okumak öğrenciye hem zaman hem de daha az yorularak daha fazla soru yapma şansı verir. Okuma hızınızı arttırmak için şu tekniklere dikkat edilecek hususlar;
Göz mesafesi okunacak materyalle göz arası en az 30 cm olmalıdır.
Gözle okuyarak, dudaklar kıpırdatılmamalıdır.

Sorular okunurken başka bir şey düşünülmemeli, o tür düşünceleri düşünmek için kendinize başka bir zaman ayırın ve o zamanda düşüneceğiniz yönünde kendinize telkinde bulunun.
Çok parlak ve yetersiz ışıkta okuma yapılmamalıdır. Işığın geliş yönü sol arkadan olmalıdır.
Kafa hep aynı seviyede tutulmalıdır. İleri geri sallanılmamalıdır.Dik oturulmalıdır. Sağa -sola veya öne fazla eğilmemelidir. Bu durumlar gözün çok çabuk yorulmasına ve satırlar arasında kaymalara neden olabilir.

Okurken mutlaka kılavuz olarak kalem kullanılmalıdır ama okunan her kelimenin altı çizilmemelidir. Çok önemli kelimelerin ve ipuçlarının altı çizilmelidir.
Okuma yapılırken gözler zaman zaman dinlendirilmelidir. Şöyle ki; Okuma yaparken gözlerinizi ara sıra kaldırıp uzak cisimlere bakmalıyız.

Gözler ara sıra açılıp kapatılmalıdır. Bu göz kaslarının dinlenmesini ve baş ağrısını önleyecektir.
Okuma sırasında belirli zamanlarda kısa süreli aralar vermek gerekir. Bu arada kan dolaşımını hızlandıracak teknikler (elleri sallamak, boynu hareket ettirmek vb.) kullanılmalıdır.
Okuma amacınızın olması okuma hızınızı arttıracaktır. Ne okuduğunuzu, niçin okuduğunuzu, ne bulmak istediğinizi bilerek okumak.

Okunacak malzeme hakkında daha önce bildiklerimizi aklımızdan geçirmemiz faydalıdır.
Okuma mekanındaki ısı sıcaklığı ne çok soğuk ne de çok sıcak olmalıdır.
Kelimeleri tek tek okuma yerine gruplandırarak okumalıyız.
Hızlı okuma hem anlamayı kolaylaştırır hem de daha az yorulmamıza neden olur. Bir diğer faydası da dikkatimizi daha çok toplamamıza yarar.

20080120

MESLEK SEÇİMİ

GENÇ VE MESLEK SEÇİMİ
İnsanlar hayatının ilk 15–20 yılında çocukluk ve gençlik dönemini yaşarlar. Bu dönemin son 3 – 5 yılında sıkça zihinleri meşgul eden konu, hayatını hangi mesleğin sahibi olarak geçireceğidir.
Bize göre çok az sayıda insan meslekleri yeterince tanıyor. Yine çok az sayıda üniversite adayı yeteneklerini tam anlamıyla keşfetmiş durumda. Bir mesleğe karar verirken;
1. Kendinizi tanımalısınız
2. Meslekleri tanımalısınız
3. Üniversiteleri tanımalısınız

KENDİNİZİ TANIMALISINIZ :
Öğrenciler daha ortaokulda iken kendi kendileri keşfedebilmeliler. Resim, müzik, güzel sanatlar, hitabet gibi konularda kabiliyeti olan bir öğrenci bu kabiliyetleri kısmen veya tamamen değerlendirebileceği meslekleri öncelikle aklından geçirebilmeli. Kendinizi tanıma konusunda şu iki soruya cevap arayalım.
a) Meslek ilginizi biliyor musunuz?
b) Kabiliyetinizi belirleyebildiniz mi?
Aileniz, rehber öğretmeniniz, çevreniz bu soruların cevabını bulmada sizin en önemli yardımcılarınız olacaktır.
MESLEK KABİLİYETİNİZ :
Kendiniz için uygun bulduğunuz meslek hakkında ne kadar kabiliyetlisiniz? Sınav tarihine kadar bu mesleği kazandıracak yeterli puana ulaşabilecek misiniz? Puanınız yeterli diyelim. Kazandığınız bölümde 4 – 5 yıl okuduğunuzda, o mesleği en iyi öğrenen kişilerden biri olacaksınız belki, ama kapasiteniz kendinizi aşırı zorlamadan bu bölümü bitirmeye elverişli mi?
Bazen çabaları kazanmaya yetmediği için hayal kırıklığına uğrar, bazen de güç bela okulu kazanır, fakat üniversite yıllarında büyük zorluklarla karşılaşır. Bu karamsar tabloları önünüze sermekteki asıl amacımız, muhtemel olumsuzlukları belirterek aklınıza getirmediğiniz tehlikelerden sizleri korumaktır. Peki mühendislik branşlarına kabiliyetiniz olup olmadığını nasıl anlayacaksınız? Aynı şekilde Tıp, Hukuk, Siyasal bölümlerine, öğretmenliğe ne kadar kabiliyetlisiniz?;
Mühendislik fakültelerini aklınızdan geçiriyorsanız; herhalde sınıfınızın en iyi 5 – 6 öğrencisinden birisiniz. Özellikle matematik ve fizikte çok başarılısınız. Üç boyutlu düşünebilme ve hayal gücünüz de çok iyi olsa gerek. Değilse okurken de, mezun olduktan sonra da zorlanabilirsiniz.
Tıp ve Tıbbi bilimlerle ilgili yatkınlığınıza ölçü olarak ise biyoloji, kimya ve Türkçe derslerindeki başarınızı düşünebilirsiniz. Hukuk ve Siyasal bilimler bölümleri için mantık, muhakeme, Türkçe’yi kullanma gücü, ikna yeteneği gerekir. İdareciliği hedefleyen öğrencilerin zeki, geçimli, lider yapılı, düzgün yazılı ve ifade gücüne sahip kimseler olması uygun olur. Öğretmen adaylarının; idealist, sabırlı, fedakar, ikna gücü iyi kimseler olması gerekir.
Lise son sınıftaki öğrencilerin Öğrenci Seçme ve Yetiştirme sınavlarına (ÖSYS) girmesi bir bakıma ilerde çalışacağı iş alan(lar)ını ve mesleğini belirtmek anlamına gelmektedir. O halde meslek seçimi öncesindeki bir adayın öğrenmesi gereken bilgi ve tutumlar şu şekilde özetleyebiliriz.
Mesleki tercihler ilk ve orta öğretim boyunca verilecek kararlara ve yapılacak tercihlere yakından bağlıdır. O halde mesleki tercih, lise son sınıftan çok önce temel öğretim son kademesinde (sekiz yıllık ilk ve orta okulun sonunda) gireceğiniz orta öğretim kurumunun yapısına bağlı olarak değişecektir.
Lisedeki alanınız ve aldığınız seçmeli dersler de mesleki tercihlerinize yön verecektir. Sosyal bilimler alanında öğrenim gören bir öğrencinin hiç bir kısıtlama olmamasına rağmen Fen ve Matematik puanı ile öğrenci alan yüksek öğretim programlarını istemesi onun başarı şansını düşürecektir.
Mesleki tercihinizi yapmadan önce kendinizi tanıyınız. Kendinizi tanıyabilmeniz için ise, şu soruları irdeleyiniz.
Beden ve boy durumum nasıl? Bazı meslekler belirli bir boy ve ağırlıkla sahip kişiler talep ederler.
Beş duyu organının işlerliği meslek seçiminden önemlidir.
Kişisel özellikleriniz ile yapacağınız meslekler arasında yakın ilişkiler vardır. Duygusal ve sosyal olgunluğunuz, kendinize güven dereceniz, girişkenlik ve ataklık meslek seçiminde göz önünde bulundurmanız gerekenlerden yanlızca bir kısmıdır.
İlgilerinizde meslek seçiminde önemlidir. Neleri yapmaktan ve neleri yapmamaktan hoşlanıyorsunuz? Serbest zamanlarınızda nelerle uğraşıyorsunuz.? Bunlar size seçeceğiniz meslek konusunda ip uçları verir.
Okul başarınız, öğrenim hayatınız boyunca başarılı olduğunuz ve başarılı olamadığınız dersler hangileri? Onlarla seçmeyi düşündüğünüz meslek(ler) arasında ilişki kurabilir mi?
Güzel sanatların herhangi bir koluna karşı özel yeteneğiniz var mı? Kavrama gücünüz hangi alanda daha baskın?
Aileniz sizden beklentileri ve ekonomik gücü nasıldır? Uzun süreli eğitim isteyen bir mesleğe yönelebilirmisiniz?
Bu soruları cevapladıktan sonra mesleklerle ilgili araştırmanızı yapınız.

GENCİN MESLEK SEÇİMİNDE ANNE – BABAYA ÖĞÜTLER
Lise yılları özellikle son sınıflar, gencini geleceğine ilişkin yeni kararlar almasını ve bu kararları uygulamaya koymasını gerektiren yıllardır. Lise öğrencileri ile yapılan araştırmalar lise son sınıf öğrencilerinin en çok "gelecek, meslek ve tahsil" konusunda kaygıya düştüklerini göstermektedir. Bu halde bu yıllar genç için kritik yıllardır ve aile yani anne-baba ve gençle ilgili diğer yetişkin bireyler gence yardımcı olmalıdırlar.
Anne-babanın üniversite sınavına hazırlanan gence karşı izlemesi gereken tutumları şu şekilde özetleyebiliriz.
Çocuğunuzun kendi istekleri ve yetenekleri doğrultusunda seçim yapmasına izin veriniz. Meslek seçimi konusunda yol gösterilebilir, fikrinizi söyleyebilirsiniz ama son kararı siz değil, çocuğunuz versin.
Bazı durumlarda anne-baba kendi gerçekleştiremedikleri ideallerini çocuklarının gerçekleştirmesini isterler. “Ben olamadım, o olsun" anlayışı ile genç zorlanır, baskı altında tutulur. Çocuğunuzun istek ve ideallerinin sizinkinden farklı olabileceğini unutmayınız.
Bazı meslekler özel yetenek gerektirir. Güzel sanatlar alanına giren meslekler gibi. Bazı anne-babalar çocuğun yeteneklerine bakmadan onu zorlar. Çocuğunuzun yeteneklerine ve isteklerine uygun olmayan bir mesleği seçmesi onu mutsuz ve başarısız yapar.
Çocuğunuzu kendinden daha başarılı olanlarla kıyaslamak onu üzer. Unutmayın insanlar yetenekleri yönünden eşit değildir. Nasıl boyları, kiloları, saç ve göz renkleri aynı değilse başarıları da aynı olmayabilir. Çocuğunuzun durumunu başkaları ile değil, daha önceki kendi durumu ile kıyaslayınız.
Ailede eşler arasındaki çatışmalar veya ergenlik çağındaki gençle yapılan tartışmalar gencin başarısını azaltacağından bu konuda titz davranınız.
Ders çalışma konusunda yapılacak aşırı baskılar çocuğunuzun ders çalışma ve başarma isteğini düşüreceğinden bu konuda aşırı baskı yapmayınız. Çalışmasını kolaylaştıracak şekilde davranınız.
Çocuğunuzun sınava sakin ve endişeden uzak hazırlanmasına çalışınız.
Lise derslerinin yükünün yanında, üniversite sınavına da hazırlanması çocuğunuzun yükünü arttırmaktadır. Çocuğunuzun rahatlayabilmesi için ders dışı faaliyetlere zaman ayırmasına müsaade ediniz.

MESLEĞİNİZİ SEÇERKEN AŞAĞIDAKİ SORULARA CEVAP ARAYINIZ
Mesleğin Niteliği
O meslekte çalışan kişilerin çalışma süreleri içinde neleri gerçekleştirdikleri ve yaptıkları işin arkasında yapmakla yükümlü olduğu faaliyetler nelerdir?
Çalışma Ortamı Nasıldır?
Mesleğin tehlikeli yanı var mı? İş ortamının sıcaklığı, ışığı, görüntüsü nasıldır.? Kapalı veya açık bir havada mı yapılıyor?
Mesleğe Hazırlanma
Gerekli olan eğitim dönemi ne kadar? Okul sonrası özel bir hazırlık gerekiyor mu?
Mesleğe Girmek İçin Aranan Özellikler
Yaş, cinsiyet, boy, kilo ve dış görünüşle ilgili şartlar var mı?
Mesleğe Giriş – Emekli Olma Koşulları
Mesleğe nasıl girilir? Sınavla, atama veya kişisel gayretle mi? Hangi yaşlar arasında yapılabilir? Sosyal güvenliği var mı?
Meslekte İlerleme
Meslekte ilerleme neye bağlıdır? Çalışmaya mı? Kıdeme mi? Bu meslekten başka geçiş yapılabilir mi?
Mesleğin Olumlu ve Olumsuz Yönleri
Mesleği yapanlar için mesleğin en olumsuz ve en cazip tarafı nelerdir? Mesleğin toplumdaki saygınlığı nedir?
İş Bulma İmkanı
Seçilecek mesleğe olan talep ne durumda? Bölgeye veya mevsime göre gereklilik gösteriyor mu? İş bulmak kolay mı? Bu mesleğe duyulan ihtiyacın azalması veya artması sözkonusu mu? Kamu ve özel sektörde iş bulunabileceği gibi serbest çalışma imkanı da verebiliyor mu?
Mesleğin Getireceği Kazanç
Bu meslekte çalışanların ortalama kazançları ne kadar? Kazançlar günlük, haftalık, aylık veya mevsimlik olarak değişiyor mu? Aynı meslekte çalışanlar arasında ülkenin değişik bölgelerinde yaşayanlarda kazanç bakımından fark var mı?

İstikbal Vaat Eden Üç Ayrı Mühendislik

Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği (SAY-2):
Petrol ve doğalgazın aranması, sondajı,üretimi ve taşınması konularında mühendislik eğitimi alırlar. Petrol yataklarının verimliliği ve potansiyeli bu dalın uzmanlarınca belirlenir. Bu bölüme girmek isteyenlerin üstün bir akademik yeteneğe ve fen alanında başarıya sahip olmaları gerekiyor. Öğrenim süresi 4 yıl. Bölümde okutulan bazı dersler; Matematik, fizik, kimya, genel jeoloji, sondaj mühendisliği, petrol kurtarım teknikleri ve mukavemet. Mezunlara "Petrol ve Doğalgaz Mühendisi" unvanı verilir. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, özel petrol şirketleri, petrol ve doğalgaz hattı taşıyan kuruluşlarda çalışabilirler.
Elektrik Elektronik Mühendisliği (SAY-2) :
Bölüm mezunlarının iş bulma imkânı oldukça yüksek. Çeşitli elektronik aletlerin ve iletişim sistemlerinin planlanması ve yapımı ile işletilmesi konusunda faaliyet gösteren özel kuruluşlar, çeşitli fabrikalar ve endüstriyel otomasyon sektöründe çalışabilirler.
Bilgisayar Mühendisliği (SAY-2):
Öğretim süresi 4 yıl. Yönetim, endüstri, eğitim, ticaret kısaca her alanda iş bulabilirler.